#kusur | Gok Hukuk Bürosu https://gokhukuk.com.tr Gok Hukuk Bürosu Fri, 14 Jan 2022 07:43:14 +0000 tr hourly 1 https://gokhukuk.com.tr/wp-content/uploads/2020/11/favvv.png #kusur | Gok Hukuk Bürosu https://gokhukuk.com.tr 32 32 BOŞANMA DAVASI / KAYINVALİDE İLE YAŞANAN OLAYLAR TARAFLARA KUSUR OLARAK YÜKLENEMEZ https://gokhukuk.com.tr/bosanma-davasi-kayinvalide-ile-yasanan-olaylar-taraflara-kusur-olarak-yuklenemez/ Thu, 13 Jan 2022 07:34:07 +0000 https://gokhukuk.com.tr/?p=11292 T.C. Yargıtay

2.Hukuk Dairesi

Esas: 2021/4332

Karar: 2021/5858

Karar Tarihi: 06.07.2021

BOŞANMA DAVASI – İLK DERECE MAHKEMESİNİN YÜKLEMEDİĞİ ERKEĞİN ANNESİNE FİZİKSEL ŞİDDET UYGULADIĞI VAKIASININ KUSUR OLARAK YÜKLENMESİNİN DOĞRU OLMADIĞI – HÜKMÜN BOZULMASI

ÖZET: İlk derece mahkemesi kararına kusur belirlemesi hakkında sadece davacı kadın tarafın istinaf isteminde bulunduğu dikkate alınarak aleyhe hüküm kurma yasağı doğrultusunda bölge adliye mahkemesince davacı kadına ilk derece mahkemesinin yüklemediği “Erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı” vakıasının kusur olarak yüklenmesi doğru değildir. İlk derece mahkemesinin taraflara bir kusur yüklemeden tarafları eşit kusurlu kabul ederek davanın kabulüne karar verdiği, erkeğin kusur yönünden istinaf kanun yoluna başvurmadığı gibi bölge adliye mahkemesi kararını da temyiz etmeyerek bölge adliye mahkemesince yüklenen kusurunun kesinleştiği gibi bu kusurun yanında davacı kadına hakaret ettiği ve şans oyunları oynamak için bilgisayarda fazla vakit geçirerek birlik görevlerini ihmal ettiği bu haliyle erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

(6100 S. K. m. 166) (4721 S. K. m. 4, 174)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dava, kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası ve ziynet alacağı davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda “Bildirilen tüm olaylar taraflardan herhangi birine kusur yüklemeye yetecek olaylar olmadığı kanaati ile” boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek tarafların boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine yoksulluk nafakasına ve kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiş, karar davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden, davalı erkek tarafından yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesinin doğru olmadığı “Kadının tarafların ayrılmalarına sebep olan ve erkeğin evde olmadığı esnada yaşanan olayda, kayın validesinin koluna çimdik attığı, erkeğin ise kendi annesinin kadının boğazından tutarak darp ettiği ve evden kovduğunu öğrenmesine rağmen sessiz kaldığı” böylece tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadının kusur durumuna ilişkin istinaf itirazının, gerekçe değiştirilmek suretiyle kabulüne karar vermiş ve diğer itirazlar yönünden talepleri esastan reddetmiştir. Karar davacı kadın tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiştir.

İlk derece mahkemesi kararına kusur belirlemesi hakkında sadece davacı kadın tarafın istinaf isteminde bulunduğu dikkate alınarak aleyhe hüküm kurma yasağı doğrultusunda bölge adliye mahkemesince davacı kadına ilk derece mahkemesinin yüklemediği “Erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı” vakıasının kusur olarak yüklenmesi doğru değildir. İlk derece mahkemesinin taraflara bir kusur yüklemeden tarafları eşit kusurlu kabul ederek davanın kabulüne karar verdiği, erkeğin kusur yönünden istinaf kanun yoluna başvurmadığı gibi bölge adliye mahkemesi kararını da temyiz etmeyerek bölge adliye mahkemesince yüklenen kusurunun kesinleştiği gibi bu kusurun yanında davacı kadına hakaret ettiği ve şans oyunları oynamak için bilgisayarda fazla vakit geçirerek birlik görevlerini ihmal ettiği bu haliyle erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu anlaşılmaktadır. Bölge adliye mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere; tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4) dikkate alınarak kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK m.174/1-2) karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.07.2021 (¤¤)

]]>