ALMANYA HUKUKU’NDA BOŞANMANIN SONUÇLARI
Almanya Hukuku’nda Boşanmanın Sonuçları
Almanya’da, 14 haziran 1976 tarihinde yayınlanan ve 1 temmuz 1977
tarihinde yürürlüğe giren Evlilik ve Aile Hukuku Reformu Hakkında Birinci Yasa
boşanma hukukunda büyük yenilikler yapmıştır. Bu yeni boşanma sisteminde
boşanma konusunda kusur ilkesi tamamıyla terk edilmiş, yerini başarısızlık yani
yürümezlik, temelden sarsılma ilkesi almıştır. Boşanma çok nedenlikten çıkarılmış,
evliliğin başarısızlığı bir tek genel boşanma nedeni halini almıştır.
Nafaka ve denkleştirme sistemleri ile, eşlerin mümkün olduğunca evlilik
içinde sürdürdükleri yaşam düzeyini devam ettirmeleri ve ekonomik yönden kötü
duruma düşmeleri engellenmek istenmiştir. Nafaka konusunda kusur ilkesinin terk
edilmesiyle bir eşin muhtaç duruma düşmesi ve bu durumu boşanmadan sonra da
devam etmesi nafaka istemek için aranan şartlar olmuştur. Yani, gelir veya
malvarlığı kendi geçimini sağlamaya yetecekse ve yeteceği sürece nafaka isteme
hakkı olmayacaktır. Boşanmış eşin gelir veya mal varlığı yoksa, kazanç getirici
faaliyette bulunacak, bu faaliyet de eğitimi, sağlığı, yaşı, sağlık durumu, evlilikteki
yaşam düzeyine uygun olmalıdır. Ortak çocuğun bakımı ve yetiştirmesi, yaşlılık,
hastalık, kazanç getirici uygun iş bulamama nedenleri, evlilik nedeni ile kesintiye
uğrayan eğitimine yeniden devam etme, diğer önemli nedenler olması durumunda
eşin kazanç getirici faaliyette bulunması olanaksızlaşmış olacak ve nafaka talep
hakkı doğacaktır.
Almanya’ da yeni yasa ile eşlere nafaka taleplerinden ve boşanmadan sonra
bağımsız olarak kazanç getirici faaliyette bulunmalarından bağımsız olarak,
evlilikte kazanılan destek beklentilerinin boşanma sonucu yitirilmesinden doğan
kayıpların denkleştirilmesi istemi tanınmaktadır. Eşlerden biri kendi yaşlılığı,
sakatlığı, kazanç sağlayamaz hale gelmesi olasılığı için, diğer eşin bu olasılıklar
Almanyada aile hukuku, Yeni Boşanma Sistemi ve Bu Sistem Işığında Türk Boşanma Hukukuna İlişkin Bazı Öneriler,için ayırdığından daha azını ayırabilmiş, diğerine oranla mağdur duruma düşmüş olacaktır. Örneğin, eşlerden biri kazanç getirici faaliyette bulunduğu için sigortalı
olup, diğeri ise evliliğin gereklerini daha iyi yerine getirebilmek için böyle bir faaliyette bulunmasa, bu yüzden de sigortalı olmasa ve kendisi için de özel sigorta yaptırmasa, bu durumda sigortadan yararlanma koşulları oluştuğunda denkleştirme sistemi gereği sigortadan eşinden daha fazla edim elde edecek kimsenin elde ettiği edimin yarısı diğer eşe devredilecektir.
Türk Hukuku’nda da boşanma için kusur ilkesinin terk edilerek, evliliği
yürütememe gibi gayet çağdaş bir sistemin kabul edilmesi davanın daha kolay
sonuçlanmasını sağlayacaktır. Ayrıca taraflar kusur ispatlama uğruna evlilikteki
tüm sırlarını ortaya döküp sonradan pişman olacakları şeyler yapmış
olmayacaklardır. Ayrıca, çoğu zaman kadınlarımızın çalışmayıp, kendilerini
eşlerine adamaları boşanma neticesinde de çocuklarla ortada kaldığı ülkemizde,
Alman Hukuku’ndaki nafaka ve denkleştirme konusundaki düzenlemeler örnek
alınabilecek ayrıntılı düzenlemelerdir.